Salı, Aralık 21, 2010

Değişim Rüzgarları

Bir rüzgâr esti bir anda kalbimde, güçlendi ve fırtınam oldu. Yerimden kaldırdı beni, suskunluğa boğdu tüm bedenimi. Sustum, çünkü tanıyordum rüzgârın sahibini. Değişim rüzgârlarıydı bunlar Heraklitos’u haklı çıkaran. Aniden kulağımda bir ses belirdi. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” dedi.
         Bazı insanlar anlamaz değişmek gerektiğini. Sevmez değişmeyi, değiştirmeyi. Ama bir kanundur bu yukarıda dediğim gibi. Kimse çürütememiştir, Heraklitos’un tezini. Karşı çıkar bazıları, değişime gereksiz der, sebepsiz der. İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur der. Ama aldırış etmez benim gibiler buna imkânsızın “–sız” ekini görmez. İmkânı dâhilin de görür her şeyi. Bilir değişimin gücünü ve gösterir herkese.

Cumartesi, Aralık 11, 2010

Hislerimden Selamete


Geri dönüp bakıyorum geçmişe sanki geleceğimi görebilecekmişim gibi.. Geçmişte aranmaz gelecek dedi biri bana ta ki o zaman bıraktım geçmişimi incelemeyi.
Aynı düşüncelere sahiptir aslında insanlar kimse kötü düşünmez. Sadece iyi düşünmeyenler vardır diyorum ben, bir bilim adamı tavrıyla. Yazılarımı okutmak değil benim amacım yalnızca fayda sağlamak diyorum oysa. Hep şiir gibi çıkıyor ağzımdan sözler. Hep bir name var yazdıklarımda. Neden beni böyle kabul etmiyor edebiyat? Devrik cümleler ile oluşturulan yazıları pek takdir etmiyor? Beni bilen bilir diyorum konudan uzaklaşmadan, insanların düşüncelerine geri dönüyorum.