Cumartesi, Aralık 11, 2010

Hislerimden Selamete


Geri dönüp bakıyorum geçmişe sanki geleceğimi görebilecekmişim gibi.. Geçmişte aranmaz gelecek dedi biri bana ta ki o zaman bıraktım geçmişimi incelemeyi.
Aynı düşüncelere sahiptir aslında insanlar kimse kötü düşünmez. Sadece iyi düşünmeyenler vardır diyorum ben, bir bilim adamı tavrıyla. Yazılarımı okutmak değil benim amacım yalnızca fayda sağlamak diyorum oysa. Hep şiir gibi çıkıyor ağzımdan sözler. Hep bir name var yazdıklarımda. Neden beni böyle kabul etmiyor edebiyat? Devrik cümleler ile oluşturulan yazıları pek takdir etmiyor? Beni bilen bilir diyorum konudan uzaklaşmadan, insanların düşüncelerine geri dönüyorum.
Ben, ince düşünceler deryası.. O kadar ki karıncanın bastığı yerdeki toprağın duyduğu acı hislerimin manası. Böyle benim kalbim devrik düşünceler deryası. Diğer insanların hislerine tercüman olma arzusu içimdeki en derin arzu. Ve boynuma bir kolye takmadığımda, hissedebildiğimi düşündüğüm insanlar bunun kanıtı. Öyle ki, kalp acısı mide ağrısı  da dahil bu hislere, yanındaki insanın senin hakkındaki düşüncesi de.. Ya da bir çocuğun sıcaktan mı soğuktan mı yoksa acıktığından mı ağladığını bilebilme onu hissedebilme benim 6.hissim. Yeni fark ettim, adım Kerim olduğundan olsa gerek bu kadar hislerin içinde boğulmadan yaşayabilme sebebim.
Herkesin içinde iyilik vardır diyorum. E adam hırsızlık yapmış, hangi iyilikten bahsediyordun diye cevap alıyorum. Hırsızlık yapan kötülük yapmamış iyilikten nasibini almamış diyorum ve bir de arkasına bakmak gerekir diyorum. Küçük bir çocuğu korumak için yanındaki yılanı öldüren kurt misali kanlıdır belki ağzı, belki yılanı görmeden çocuğu öldürdü sanırız hepimiz. Sabretmek evliya işi, bizde o sabır nerde derseniz, evlat olan elbet evliya da olur derim ben de ama siz bilirsiniz.
Her zaman takın bu küpeyi kulağınıza. İstisnasız her sabrın sonunu bekleyin ki selamet sizi bulsun siz selameti. Her zaman diyorum buraya dikkat edin. Sabırsız insanın kaçırdığı selametler sayısına bir göz gezdirin. İstisnasız her sabrın sonunda selamet vardır dedim ve öyle bildim. Sustum ve bekledim, selamete ermek için bir de hamuş(suskun) olmayı denedim.

Hiç yorum yok: