Pazartesi, Ağustos 22, 2011

Çocuk Kalmak

Herkesin olduğu gibi ben de çocuk oldum. Olmaktan da öte, çocuk kaldım. Hala onüç ondört yaşında gibi davranıyorum. Sıkıntıdan değil, sadece ruhtan kaynaklı olarak. Her şeye güler, her saçmalığa kahkahalar atabilirim. Mikrop kadar şeyden mutlu olabiliyorum bu yaşımda.

Bütün günüm boş işler ile geçiyor hala. Bir keresinde hiç kalkmadan 26 saat bilgisayar oynadığımı biliyorum. O rekoru tekrar kırmaya doğru gidiyorum. Sahura kadar zaten bilgisayar başında duruyorum, sabah kalkıyorum, yine yapacak bir şey yok. Yine bilgisayar. Bir işe yarasa tamam da yani boş.. Bomboş. Ses kaydı falan yapıyorum, yazı yazıyorum işte böyle. Tipik yaz tatili bitsin artık havasına girmiş durumdayım. kerim(iç sesim) konuşuyor yine. Git gez ulan, internetle sosyallik mi olurmuş. Bir kız arkadaş olaydı, iyiydi hem gezerdik diyorum kendi kendime.

Çocukluğuma dönelim. Deliliğim tedavi edilebilir olabilir belki. Balkon çocuğuydum ben zaten 9 10 yaşıma kadar, mahallede erkek yoktu lan hep kız..Öğk gelmişti yani kızlardan. 6 yaşımda okuma yazma öğrendim ablama olan hırsımdan, sonra zaten annemin eteğinden ayrılmadım. Okula gönder de artık bir arkadaşım olsun diye. Seneye seneye dedi annem hep. Orda öğrendim işte sene 365 günmüş. Okula gittiğimde anladım, erkek dediğin güçlü olur diğer erkeklerle kavga ettiği kadar saygın olurmuş. Anlamadım tabi bunu. 5 sene hep kızlarla büyümüşüm nasıl anlayayım. Neyse, kızlarla büyüdüğümden şeffaftım ben herkese karşı utanma arlanma yoktu. Ne düşünüyorsam hop ağzımda bitiveriyordu. 1. sınıf hayatım en arka sırada hayat bilgisi kitabını deftere geçirmekle geçti. (Sınıf atlatılma mevzuunu geçiyorum. Orası çok hüzünlü çünkü.) Matematik bilgim 1 den 365 e saymaktan ibaretti hani yıl 365 gün ya ondan.

Neyse çocukluğumda değişik düşüncelere sahiptim ben, doktor olacaktım. Hatta müsamere yapılır ya orada da doktordum ben. Neyse bunu geçelim de doktor olmak isteme sebebime gelelim. Şimdi ben 2 tane arkadaşla geldim 7 yaşına kadar. Ablam bir teyze kızım iki ve öyle olurdu ki her şeyleri gizli gizli konuşurlardı benden. Ben de sinirlenirdim onlara sanki ne var gizleyecek derdim. Doktor olmayı isteme sebebim, kızları anlamaktı. Geldim 21 yaşına ancak anladım, doktorlar da çözememiş daha o cinsi.

Bir çocukluk aşkım vardı, daha aşk bile diyemezdim o zaman ayıp gelirdi çocuksun ya. Eve elele giderdik onunla. Birbirimize sırlarımızı anlatırdık. Aynı benim gibi aklına ne gelirse söyleyen bir kızdı. Onun kız olmadığını sanırdım. Ablamlar gizli gizli konuştuğunda hep onun bana anlattıklarını konuşurlar sanırdım. Sonra 1 sene böyle geçti, kız başka okula gitti. Daha ordan başladı bahtsızlık.

İyiydi ya çocukluk, büyüyünce unutamadığım bir çocukluğa sahip olmak güzel bir şey. 8 yaşıma doğru kendime ait bir bilgisayarım oldu ve o andan itibaren kendimi bilgisayara kapattım. O zaman için intenet 56kb ti be.. :) Hatta modemden dırınırınım dı nııımm diye ses geliyordu. Be heyy..

Eşek kadar oldum ama hala aynı çocukluktayım. Hala kadınları çözmeye çalışma çabaları. Hala dışarılarda top oynamalar, çocuk dövmeler falan. Büyü artık kerim! Yeter çocuk kaldığın, artık halı sahada top oynamalı kadınları anlamaya çalışmaktan vazgeçmelisin. Peki ya siz? Çocukluğunuza dönmek istediğiniz oldu mu hiç?

Hiç yorum yok: