Pazartesi, Ağustos 22, 2011

Uzun ve bitmek bilemeyen bir yalnızlık nöbeti geçirirken yazdığım makale

Işık hızını kavramamıza yarayan hızda geçen ve hiç durmyan bir hayat var önümüzde. Bir yalnızlık tufanı da geldi geçti yanımdan sessizce. Beni kitap yazmam için teşvik edenlere söylüyorum bu sözü elbette. Yazacağım sabredin bir kitap zamanı gelince.

Her insanın yüreğini burkmaz, düştüğünde karnına yediği o arkadaş tekmesi. Dilime geldi yine keşke biz de yüreği burkulanlardan olmasak dileği. Acımasız bir arkadaş kitlesine sahip bir bireyim ben sadece. Tatil dediğin böyle uzun sürmez ki, tatil dediğin olsa olsa bir ay olur dedim de inanmadı kimse. Bu nasıl tatil ya, hiç bir şey yapmıyorum. Boşlukta savrulup gidiyorum bir o yana bir bu yana..

Saçma sapan  meşgaleler bulup bir işe yaramamanın verdiği hazla mutlu oluyorum sanki. Geçmişime baktığımda sanki pek bir şey yapmışım gibi. Neyse geçmişten dem vurmaktan haz etmem ben. Yine uzun ve bitmek bilmeyen bir yalnızlık nöbeti geçirirken yazdığım makale olsun bu da. Başlığı şimdiden kendini belli eden. Devrik düşüncelerde boğulup giden yine. Okudukça zevk vermek değil, okundukça zevk veren bir yazı olmalı belki de. Benim boş günlerimi doldurmalı bu devrik düşüncelerle.

Yine bir paragraf başına geldik, sizce gündemden mi bahsetmeliyim? Okunacak kadar değerli bulmaz mı insanlar beni. Yazdıklarım takdire şayan olmayabilir elbette ki. Ama her türlü eleştiriyi göze alıp, yazdıklarımı okurların isteklerine göre değiştirmek bir bana özgü olsa ki okunmuyorum. Devrik düşüncelerden vazgeç demediği sürece her söylenileni dikkate alıyorum. Geceleri doldurup sabahlardan dem vuruyorum. Artık kavuşmayı yazdığım geçmiş günlerin hesabını sormuyorum. Çağırmıyorum o şahsı, geleceği varsa gelir artık.

Bahtsız bir kerim ile uğraşıyorum yine son günlerde, belki de bahtsız her şeyi bahtıma yormayı bıraktığımdan bu duruma düştüm tabiki de, neyse. Acınacak haline gülen zavallı denmesin diye, gülmeyi bıraktım bahtsızlığıma. Bahtsızım demeyi de bıraktığımda geri dönecek şansım herhalde. Yazdıklarım ile dalga geçen bir Türkçe hocam vardı hatırlıyorum da. Tecrübe olarak anlatayım. Hep aynı şeyleri yazdığımı söyleyip, yazdıklarım arasında aynı olan kelimeleri diğerlerinden daha yüksek sesle okurdu sınıfta. Hangi kelime olduğunu hatırlamıyorum da, gerçekten komik gelirdi aynı şeyleri yazdığımı düşünmeye sebep olurdu. İşte o günden beridir yazdığım kompozisyonlara hep hikaye katar hatta uydururum. Lisede güzel kompozisyonlar yazardım da tabi. Anlattığım o kız sebep oldu onlara. Neyse, galiba yine çok uzattım havadan sudan konuşurken.

Havadan Sudan demişken, yeni bir sayfa açtık 3 kafadar facebook'ta.. Havadan sudan kafadan rafadan konuşuyoruz öyle.. Bekleriz..
Havadan-Sudan-Kafadan-Rafadan

Hiç yorum yok: