Cumartesi, Nisan 07, 2012

İç Dünyamın Artıkları

   Yana yakıla oflaya püfleye yaşadığım bir hayat bu benimkisi. Yanımda olanların yakınlık derecesini derece bakımından sıralayabildiğim. Uzağımda olanları yakınımda hissetmek zorunda olduğum. Anlatmadan anlaşmaya çalıştığım insanlar hep etrafımda. Dostluk teklifimi geri çevirip beni kandırmaya çalışanlar cabası. Karmakarışık hayatların en ortası. Şanssızlıkların dibi.. Bilmem kaçıncı yüzyılın Almanyasında kuzey batının Bremerhaven'ındayım şimdi.

   Boşluğa düştüğüm zamanlarda sığındığım bir küçük halı. Üzerine alnımı yasladığımda kavuştuğum huzur. Hep bekleyiş hep bir arayış. Elime konup uçan kelebeğin arkasından bakıyorum şimdi. Bana layık olmadığını düşünen insanların liyakat derecesini ölçmeye çalışıyorum. Neden yalnızım öyleyse. Yalnız değilsin dedi yine bir ses içimden. O hakim olmaya çalıştığım üç et parçasından biri. O benim yaşama sebebip olan et. İçine duygular sıkışırdığım. Beynimde hissettiğim duygusuz zamanlarında acısını. Aşkı da nefreti de onda yaşadım aslında ben. Ama işte nasıl olur da hakim olabilirim ki ona? Duygusal bir çocuk muyum ben yoksa gerektiğinde ciddiyetini koruyabilen biri miyim? Ailemin dahi okuyup benim iç dünyamı anlamaya çalıştığı karmaşık bir organlar bütünü bedenim. Yazdıkça yazasım gelir de durdurur kendi kendini ellerim. Aslında emri veren O. Yazdıran da o aklıma getiren de.

   İşte huzura kavuşmam gerektiğini bildiğim halde unutkanlıktan değil de, tembellikten alnımı o ufak halı parçasına yaslamadığım gündü dün. Hep dünde kalsın o gün. Bundan sonra şanssızlık yok. Şans diye bir şeye yer yok hayatımda. Mutlu olmak için gerekli olduğunu düşünenler var ya, yok kardeşim. Şansa falan gerek yok. Kaderciliğin dibinde yaşamaya devam yine. Karar alırsın saniyesinde değiştirirsin ya galiba bir karar almayacağım bu sefer. Nasıl olursa öyle yaşayacağım. Kaderim yazılmış ya, bende bulunan irade-i cüz'i yi kullanacağım. Tamam karar almadım. Ama yapmak istiyorum. Neyse ya.. Karmaşık bir yazı daha, zamanınızı boşa harcadığınızı düşündürebilen iç dünyamın dışarıya kustukları bunlar. Zamanınızı çaldığım için özür dilerim. Ama bir kaç kelime etmek istedim. Pişman değilim.

Hiç yorum yok: