Pazar, Mayıs 13, 2012

ERASMUSta Fakir Olmak

Bundan önce sizlerle kah aşk üzerine kah gezdiğimiz yerler üzerine bir kaç post paylaşmıştım. Şimdilerde Almanyanın kuzeyinde, yaşamak için çalışmak gerektiği konusunda tez yazabilecek düzeyde fakirliğin gözünü çıkaracak kadar fakirim. Cebimde bulunan 10 euronun nelere yetebileceğini hesaplayıp duruyorum.
Bankaların kazığının farkına varalı henüz 40 dakika oldu ve ben hibenin dibindeyim. Şu an düşünmem gereken onca şey olmasına rağmen sadece trende priz bulabilir miyim diye düşünmekteyim. Fakirlik sadece parayla ölçülmüyor bunu anlıyor ve oluşturduğum hüzün gölünün en dibinde nefessiz kalmanın tatlı bir şey olmadığını yaşayarak öğreniyorum. Sessizim şimdi sadece parasız yapabileceğim şeyler üzerine yoğunlaştım. Yıllar önce okuduğum açlık adlı kitapta 50 kron ile yaşayabilen bir yazar hatırlıyorum. Ona özeniyorum. Kitabın Almancasını bulup okusam mı? Bilmiyorum.
Babam olmadan yaşayabileceğimden emin değilim şimdi. Emin olduğum bir şey var o da çalışmam gerektiği. Çalışmadan kasıt iş değil dersler olması gerektiği babamın ağzından kulaklarıma geliyor. Ilk işim sabahlara kadar not tutmak olacak diye söz veriyorum şimdi kendime. Gönlüm de bir yere düşmeden yaşamak zorundayım. I
İşin özeti fakirim.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Ben hibesiz olarak Hollanda'da 1 sene Erasmus yaptım. Ama bizimkiler sağ olsun hiç para sıkıntısı çekmedim. Para sıkıntısı çekenlerin çoğu içkiye, eşyaya ve gezmeye çok para harcayanlardı. Benim tavsiyem biraz az gezin ve arkadaşlarınızın evine yemeğe gidin.
Buradan ahkam kesmek benim için kolay tabi. Ama elimdeki paranın miktarını, ne aldığımı verdiğimi bir yerlere yazdığım günleri bilirim. Kafaya çok takmayın. Erasmus'un tadını çıkarın.

Cüzdanınızın hep dolu olması dileğiyle...

http://benolmeden.blogspot.com

Mühendis'ül Edebiyat dedi ki...

Eyvallah sağolasın, senin de işin bayağı zormuş. Hollanda çok pahalı duyduğuma göre. Tavsiyelerine uyacağım ve hibesiz olmanın tadını çıkaracağım. ;)