Salı, Mayıs 01, 2012

Gezi Defteri Vol.3 (Prag)

Prag otobüs terminali(Terminal demeye bin şahit lazım) civarından yazıyorum size.. Asabiyet sınırını aşmama sebep olan bir şehirde gezinti yaptık geçtiğimiz iki gün boyunca. Hosteli bulmamız bir olay zaten. Bulduktan sonra otelin içerisindeki lanet koku. Yanımdaki arkadaşlarım bu kokunun yemek kokusu olduğunu söylemesine rağmen beni sinirlendirmekten öte asabi cevaplar vermeme iten direkt beynime etki eden bir kokudan bahsediyoruz. Yarım saat kadar hostelin ıngilizce bilmeyen bizimle google translate üzerinden anlaşmaya çalışan bir kadın ile uğraştık. Daha sonra kalacak yerimizi zor bela ayarladılar. Aklımda asabi bir düşünce, burayı satın almayacağız ya alt tarafı iki gün kalacağız yani. Bu düşünce aklımdakilerin kibarlaştırılmış hali tabiki.

Sözün özü bir odaya yerleştik ve bir market bulup markete gitme kararı aldık. Almanyadan bildiğimiz Penny isimli bir market bulduk yakınlarda ve oraya doğru yola çıktık 5 kafadar. Penny i bulduk ama yine farklı bir dil ile karşı karşıyayız mono und diglyseride speisefettsauren yazan şeyleri ve E katkılı yiyecekleri almıyoruz. Sonra alışverişten çıkarken ucuz bir alışveriş yaptığımızın farkına vardık. Arkadaş kadına oo burası da Pennylerin Pennysi demez mı kadın başladı gülmeye. Dışarı çıktığında bizde bir kahkaha oğlum biyolojik terimler evrenseldir ne dedin kadına diye gülüştük falan. :) Güzel bir anıdır.

Şehirde görülecek yerler yine tarihi binalardan oluşuyor ekstra olarak bir Lennon duvarı var(üzerinde John Lennon varmış.) :) resimlerden koyarım yine. Wroclaw a gidince bütün tarihi eserlerin ismini yazacağım bu sefer. Orada biraz sıkılacağımı düşünüyorum. Bakalım hadi hayırlısı.

Aklımda kalan ve klasik panaromik fotoğraflardan çektiğim bir köprü var Charles Bridge. Orası güzeldi. :) He bi de bir biletle iki kez trene bindik trenler güzel gerçekten. Paralar da fena değildi hani. Bu paragraf da beyin fırtınası paragrafı olsun. :)

Aklım hala Almanyada nedense. Hayırlısı..






Hiç yorum yok: