Çarşamba, Şubat 20, 2013

Bir başlangıç daha

   Hep kararlar kesin düşünceler yazıp, çoğu zaman bu düşünceleri sürekli hale getiremediğim olmuştur, oluyor. Hatta şimdi de çok kesin ve net konuşacak olabilirim.

   Hep bir değişim hep bir Heraklitos felsefesi hakim ömrüme. Belki herkesin hayatı bu şekilde bazen mutlu bazen huzursuz bazen sıkılgan. Gayet normal yani. Hiç kimse zaten hep mutlu olamaz yani. Olmasın da. Neden hep mutlu olmasın diyorum çünkü düşünsene hayatın hep mutlu gidiyor böyle her şey yolunda falan. Mutsuzluk ne unutursun. Bir an dahi mutsuz olsan kafayı yersin. O yüzden hepsi bizim için her şey hep yolunda gitmemeli.
 
   Bitirme çalışmam ile ilgili çalışmalar içerisindeyim şu sıralar. Diğer bir taraftan boş kalmamak adına, ikiye hatta 3e bölünüyorum. Ama benim kişiliğim böyle.. İkili yaşıyorum hayatı ben hep. Yani ikili derken iki ayrı kişilik iki ayrı maske olarak düşünmeyin sakın. İkinci bir işim olmadığında eksik ve boş hissediyorum kendimi. Hiç işim olmadığı zamanlar oluyor mu oluyor tabi ama o zamanları da bir şekilde doldurup kahve içiyorum kitap okuyorum falan.

   Okuma ile ilgili yazmak istediğim çok şey var, anlatmak istediğim şeyler de var okuma ile ilgili ama şu an yeri değil. Bir kere zaten inancımızın başı "Oku" emri. Oraya hiç girmiyorum. Nereden nereye geldin be! diyenleri duyuyor gibiyim. Karışık ya, düşüncelerimi hissettirmeye çalışmalarımdan kaynaklanıyor hep bunlar. Uçuyorum hep bir yerlere. Bağlayacağım bir yere ama hadi hayırlısı.

   Şimdi okurken yaşadıklarım hissettiklerim o kadar farklı oluyor ki bazen, hemen hayatıma hemen yaşantıma yansıyor.(İyi bağladım.) Mesela en son okuduğum kitap, çocukluğunda yaşadığı şeyden dolayı travma geçiren bir çocuk ile ilgiliydi. Çocuk konuşamıyor. Bir anda o çocuk oluyorum. Çocuk kilitlere ilgi duyuyor ben de hemen kilitleri araştırıyorum nasıl açılır falan ona bakıyorum. Bu bazen iyi bir şey oluyor tabi bazen de kötü oluyor. Düşünsenize çocuk hırsızlık ta yapıyor adam da öldürüyor. Eyvah..

   Yine böyle karmaşık olmayan hayatımı karmaşık gösterme düşüncelerde boğulma evrelerindeyim. Problem yok ama bu bende hep böyleydi böyle de gidecek. Değişime ayak uydurmak gerek ;) Kaos'u kontrol etmezsen kaos seni kontrol eder. Ne kaoslar var kontrol edilmesi gereken, ne yaşantılar var kaosa kapılmış giden. Bir kuple(bu kelime de çok artisttir ha! hep couple(ing.)'dan geldiğini düşünürüm.) şiir ile sonlandırıyorum bu yazımı da.

Yapayalnızlıktan sıkılgan,
Yanlışlıktan kırılgan bir ömrüm vardı,
Her darbe biraz daha canımı yaktı.
Ne küçük bir hata,
Ne de saçma bir gelecek ümidi kaldı.
Sildim hepsini bir kalemde,
Bende yeni bir dünya canlandı.
Unutmadan unutulmak ne demekmiş,
Bende bir tek, o kaldı anlamlı.

Cumartesi, Şubat 02, 2013

Dost Bildiklerini Kaybetmek

Uzun zaman oldu yazmayalı, melankolik nefesimden sizlere de bir karbondioksit tadı aldırmayalı. Yaşıyorum bu süre zarfında hayatımı dolu dolu. Anlaşamadığım zamanlar oluyor akciğerlerimle, nefes almaktan vazgeçiyorum bazen. Sonra hadi gel barışalım diyorum, barışıyoruz, upuzun bir solukla.

Dopdolu diyorum ya hayatım, aslında karmaşanın tam ortasındayım, henüz çeyreğini biraz geçmişken ortalama insan ömrünün. İkinci baharlara diktim gözümü. Mantıklı bir çerçevede düşünmenin yaşı 25 derler, yani o yaştan sonra düşünmeden karar veremezmişsin. Ben o yaşa gelmiş gibi hissediyorum kendimi. Eskiden olduğu gibi heyecana bağlı kararları çoktan geçtim.

Bir takım insan grubu kendini çıkardı hayatımdan, bana kin denilen şeyin ne kadar tehlikeli ve bir o kadar da saçma olduğunu bir kez daha gösterdi. Beni olduğumdan farklı göstermek istedi. Değilim, ben sadece bir arkadaş için tahmin edemeyeceğiniz düzeyde iyilik için çalışan biriyim. Bu tip olaylar beni rahatsız edebilir, mühim değil. O kadar kendimle barışığım ki, benim herkese ayak uydurabilmemi iki yüzlülük olarak görenler ve kendini Allah'ın affı yanında O affedebilir ben affetmiyorum diyebilenler için üzülüyorum şu an sadece.

Dost bildiklerini kaybetmek diyorum buna ben sadece. Sen uğruna milyonlarca şeyden vazgeçersin ama o seni bir kalemde silebilecek kadar küçük görür ve kimsin sen der sana hiç olduğunu kabullenemez. Her şey ile hiç arasındaki ince çizgiyi göremez sadece. Mutlu muyum, hayır tabiki de. Ama umutluyum ve 'şükür' artık hayat amacı benim için.

2013 kötü alışkanlıklarımdan vazgeçme zamanıymış demek ki. Bir arkadaş düşünün ki siz kendinize zarar vermeyesiniz diye kendine zarar veriyor. Kötü alışkanlıklar ediniyor. Şimdi biraz daha yoğunlaşabilirim işlerime, kötü alışkanlıklarımdan vazgeçip uyandığım bu uykuda mücadelemi sonuna kadar sürdürebilirim.

Belki bu süre zarfında o beni silen insanlar söylediklerimin anlamını kavrayabilir. Nasip tabi. Belki de doğru olan budur. Bu da onu şükre yöneltebilir. Saçma alışkanlıklarından kurtarabilir.