Çarşamba, Ağustos 14, 2013

Bir Soru ve Geri Dönüş

Yok arkadaş yok, anlayamıyorum... Öyle hislerle boğuşuyorum ki uzun süredir, ne anlatabiliyorum ne de anlaştırabiliyorum kimseye. Bir kız arkadaş peşine düştüm gidiyorum. Adı üstünde, "kız" olduğundan dolayı belki de anlaşmazlıklarla boğuşuyoruz.

Bir yere gidiyoruz mesela, hep ufak ayrıntılara takılıyoruz. Sevgimizin büyüklüğü yenemiyor takıldığımızın ayrıntısını, bana üç koca yıl gibi gelen üç gün neler döndüğünü neden öyle olduğunu anlamaya anlaşmaya çalışıyoruz. Bilemiyorum. Uzun süredir buraya yazmıyorum çünkü mutlu olduğumu sandığım dönemlerden koca bir dönem geçirdim. Artık benden kurtulduğunuzu düşünmeye başladığınızı sanıyorum ki hayır, benden kurtulamayacaksınız.

Her şeyi doğru yapabilseydim, haşa neden Peygamber ya da alim olmayayım ki, müridlerim olurdu peşimde. Biz de insanız, hata yapıyoruz, yaptığımız hataların yüzümüze vurulmasını istiyoruz ki o hatalara bir daha düşmeyelim. Ya da çok büyük hatalar ise yüzümüze vurulmasındansa uygun bir dille anlatılmasını bekliyoruz. Ama karşımızdaki insan içine atıp, yaptığım o hatayı kendimin bulmasını bekleyince sorunlar büyüyor büyüyor büyüyorrr ve Everest tepesini aşıyor dünya denilen şu gezegen üzerinde. Tabi kerim'in ruhu bunu kaldırabilecek düzeyde mi, kaldırıyor. Her şeye rağmen düzelmesini doğruların peşinden gitmeyi umut ediyor.

Şimdi size soruyorum, hayaller mi? Yoksa sevgili olduğunuzu ve mutlu olabileceğinizi bildiğiniz birini gelecek hayallerinizin arasına koymak mı? 2.durumda hayallerden bazıları iptal edilmek durumunda kalacak. Siz bu soruyu cevaplarken muhtemelen ben çoktan cevabını vermiş olacağım ama siz yine de cevaplayın.

Daha sık yazmaya çalışacağım, umarım hayatımda böyle pürüzler çıkar da buraya daha çok yazarım.