Perşembe, Aralık 11, 2014

İsyan değil, benimki hüzün sadece

Sizlere isyanın doruk noktasındaki yazılarımdan, halil sezaivari bir yazıyla bir merhaba derim. Nasıl oluyor da sevginin değer biçilmez bir şey olduğumu düşünmeme rağmen gözünde sevginin hiç bir değeri olmayan insanlar karşıma çıkıyor bilmem. Nasıl bir günah ki bu benimki Rabbim karşıma böyle kullarını demeç yapıp sunuyor anlayamıyorum.

Yeni yine ve yeniden aşıkolduğumu sandığım demeçlerle şiirler sunduğum biri beni sebepsizce, gereksizce terk etti. Ben ona sen benim gönlümün sultanısın başımın tacısın derken, o ben bu kadar ilgiden bunaldım alışamadım diyerek uçup gitti tahtıyla beraber. Şimdi gecekondu misali gönül sarayımda hazinesi ejderha tarafından rehin alınmış cüceler gibi diyardan diyara gezesim gelir de sıcak yatağımı terkedemem. Sadece 300 kelimelik dağarcığımla bütün duygularımı anlatmaya çalıştıysam zahir, sonum böyle oldu a dostlar. Ömür bahçemde gözüm gibi baktığım bir gül daha kendini saldı kurudu gitti günler içinde.

Ne edebiyat yaptım be, bu bloga da hüzünlü olmayınca yazılmıyor ki arkadaş. Gerçi pardon, ben hüzünlü değilim, benim mizacım böyle. Hayat işte kimi peşinden koşar kimi koşturur peşinden. Saygılar ve dua temennileriyle... Allah karşınıza sevginin değerini bilenleri çıkartsın İnşallah.

Hiç yorum yok: