Cumartesi, Şubat 18, 2017

Yağmur Hasreti

Gökyüzünden yağmur damlası gibi düşsen yüreğimdeki ağacın yapraklarına, senin üstünden süzülmeni beklemem alırım içerime. Yaşadığımı hatırlatsan bana şu dünya cehenneminde, güneşimsin der soğururum seni. Güzelliğini itiraf etsem sana, dünya oyunumda başrol teklif etsem, yine de ağlar mısın gözlerime bakıp sevinçten, bilemedim.

Özlemimle yaşar, gün geçtikçe kararırım şu çile mekanında; o sonsuz yaşamı beklerim. Hayatı biraz olsun çile olmaktan çıkaracak o ruhu, o anlayışı büyük bir sabırla bekledim. Ya çilemi arttırdı düşüncelerim, ya da beni benden aldı ruh ikizim olduğunu düşündüklerim. Anlayışlı olduğumu düşündüğümden, başkalarından da anlayış bekledim. Oysa gökyüzünden düşen bir yağmur damlasıydın sadece, ne kadar temizleyici olsan da, benim kalbimdeki karartıyı alıp temizlemeye yetemezdin. Belki de, tek bir yağmur damlası değil, yağmurun ta kendisiydin. Geldin ve bana şu yalancı dünyada yeşillik, canlılık verdin. Beni ben yaptın, benliğimden ettin.