Cuma, Temmuz 07, 2023

Pesimist İlham



Vayyy be! Son yazımın üzerinden tamı tamına 5(beş) yıl geçmiş. Bu süre zarfında hayatımı gerçekten düzene koyduğum ve artık pesimist ilhamın içimden uçup gittiğini söyleyebilirim. 

Burayı kim takip ediyordu, kimler yazılarımı, şiirlerimi okuyordu hiç bilmiyorum ama buraya yazdım ve artık ömrünün sonuna geldiği düşünülen twitter gibi burası da zaten ben bıraktığım yıllarda kendi kendine sona gelmişti.

Evet bu son yazım olsun, burada 5 yılda yaşadıklarımı anlatmaya kalksam ne kimse okur ne kimsenin umrunda olur bence. Hadi tschüss. Daha yazar mıyım, yazmaz mıyım hiç bilmiyorum. Babamın en çok kullandığı sözcükle bitiriyorum bakarız.

Cumartesi, Temmuz 07, 2018

Ağustos böceği misali...



Bir Ağustos gecesi, ağustos böceği misali geldim bu dünyaya.. Şimdi dünyanın bir ucunda sevdiklerimden uzakta geçiriyorum bu bir kaç yılını ömrümün.

Eğitim alma maksatlı geldiğim bu şehirde, hayatı sorgulayıp binlerce, belki de o kadar fazla olmayan insan sayısından fikir almama rağmen, hala bir dilemma içerisinde sürüklenip gidiyorum. Evet, Almanya'dayım, Rostock'tayım. Bir yabancı dile hakim, ikinci yabancı dile de yabancı değilim. Ama herkes gibi hayatı sorgulama tavrım, düşüncelerimle ikileme düşme tarzım hiç değişmedi. 28 yılını devirdiğim şu dünya hayatında belki de kimse tarafından okunmayacak şu yazıyı tarihler 07.07'yi gösterdiği zamanda yazıyorum. Günlerim çalışmaya çalışmakla, çalıştığım süre zarfında öğrendiklerimi ayrıştırmakla geçiyor. Sürekli vazgeçiyor, sonra tekrar ve tekrar sarılıyorum öğrenme hevesine. Yazdığım bu kelimelerde bile ikileme düşüyorum.

Kimileri farklılaştırıp beni öve öve bitiremiyor. Kimileri içten içe beni çok sevdiğini ve hakkımı  bir türlü ödeyemeyeceğini söylese de, ben öyle düşünmüyorum. Zira eğer benim şu an yaptığım bu işi(tabi buna ne kadar iş denebilirse) bile kontrol eden, beni bu yazıyı yazmaya sevk eden Rabbim... 

Kelimeler düğümleniyor boğazıma, böyle mi teşekkür ediyorum beni Yaratan varlığa? Onun yarattığı, yaptırdığı, beni sürüklediği şeyleri sorgulayarak mı?

Ah hayat, ah insanlık, ah varlıklar... Depresif düşüncelere daldığımdan bu yana kendimi pek iyi hissetmiyor, bir yandan da beni böyle düşüncelere sevk eden Yaratıcı'yı neden sorguladığımı düşünerek içten içe kendi kendime sinirleniyorum. 

Düştüğüm ikilem açık, varmak istediğim kendi kendime karar verdiğim şey de açık aslında ama bu noktada karşıma öyle bir mükemmeliyetçi yaklaşım çıkıyor ki. Mali açıdan bakıp kazanacağım bilgi birikiminden çok, vereceğim kararı maliyet açısından değerlendirdiğimi düşünüyorum. Diğer taraftan bakınca da sevdiğim, mutlu olacağımı düşündüğüm karar var. Varamıyorum. Yıllardır düşünüp bir karara varamadığımdan dolayı, yine depresyona giriyor, aslında kendime kızıyorum. 

Gözlerimden yaşlar süzülüyor sabahları uyandığımda, sanki yüzyıllardır böyle yazılar yazmadığımı farkediyorum. Yine uzaklara dalıyor, ağlamamın sebebinin fazla dinlenmek olduğunu farkedip saçmalıyorum...

Pazartesi, Ocak 29, 2018

Bir kaç şiir unutulmasın diye..

Yine bağlandım işte körü körüne,
Eğer aşık olduğunu söylersen;
Sevgi biter dediler de..
İnanamadım.
Nasıl sürdürmeli dedim peki sevgiyi,
Anlatarak sürmezse nasıl anlaştırmalı?
Dediler gözlerine bak sadece,
Gözler her şeyi saklar sessizliğinde.
Ya ben bakarken o bakmazsa dedim,
Hiç ümit kalmamıştır o zaman dedin.

Eyvah dedim de duymadı kimse,
Düştüğüm ateşin içinde,
Feryattan öteydi çığlıklarım.
İmdat demeden kurtarılmak istedim de sessizce,
Kimseyi gözlerime baktıramadım.

28.01.2011

Gökyüzü yıldızlar kadar uzak,
Yalnızlık senin kadar ırak bana.
Hakettiğimi istediğimde Dünyadan,
Ağlatmadan anlat bana.
Bir yar sevmek istedim sadece,
Hayat, uzun bir yolculuk değilse,
Bir kişi;
Yalandan da olsa istemek isterse,
İstesin bırak ne isterse.
Şimdi yıldızlar kadar yakın bana ay,
Güneş kadar uzak ama sevgiler,
Bir de o beklediğim melek var tabi,
Hani Ankara ayazında,
Bursa'nın gecesinde üşümek gibi,
Seni beklemek,
Bazen özlemek.

Bir gün daha geçtiğinde hayatımdan,
Gecelere kavuşmak kadar uzak geldi bana sevgi.
Sevgiden de öte sevgili.
Elimi uzattım yakınımda sandığım aya da,
Yıldızlar müsade etmedi.

29.01.2012

Yine yalnız izledim gün batımını bugün,
Öyle sessizce bekledim ilhamımı.
Şu soğuk ve sessiz kışımın sabahına 
Güneş gibi gel istedim; bekledim..
Solmuş bir papatya çiçeği gibi, boynu bükük bekledim.
Ama yine ve yine gelmedin.

Bir gün  hiç gitmemek üzere geldiğinde   
Acısını çıkartacağım senden 
Her sabah gözlerini güneşle açtığında,
Yanında güneşin doğuşu yerine,
Seni izleyerek mesela.
Gözlerinde yelken açtığım uzun seyahatlerle mesela...

Çok uzun ettin artık sevgili, gel.
Dindir artık şu hasretimi,
Gel de nokta ol cümlemin sonunda.
Bırak senden sonra harf yazmayı 
Söylemek için ağzımı aralatma bile bana 
Geleceksen öyle gel.

20.01.2018

Çarşamba, Mart 15, 2017

Ebedi Sevginin Yönü

Kolay mı sandın öyle sevmeyi, yürek ister en başta sevmek. Bir sevdin mi tam sevmen gerek hem. Öyle bunu seveyim, şunu seveyim, belki sonradan onu da severim olmaz. İşte bu sebepten, asıl sevmen gerekeni sevmeli, sıkı sıkıya sarılmalısın ona. O kıssada geçen çoban misali nasıl yapsam ayaklarını yıkasam diyebilecek kadar yakın sevebilmeli ama cahil sevmemelisin. (bkz. Hz. Musa ve Çoban'ın Duası)

Önce sana bütün bu nimetleri bahşeden (tam manasıyla bağış eden) Rabbini sevmelisin olanca gücünle...
İyi hoş diyorsun da, inanan kim sevmez ki Allah'ı dediğinizi duyar gibiyim. Alın size güzel bir soru o zaman. Sevdiğiniz birinin isteklerini yerine getirmez misiniz? Ya bu birisi minnet, sevgi, bilgelik, büyüklük, şefkat, iyilik ve buna benzer binlerce milyarlarca hatta sonsuz güzelliğin hepsini içinde barındırıyorsa? Ve sizin ona her manada minnet borcunuz varsa? Bir teşekkürü bile çok görmeniz, sizce de biraz sizi insanlıktan çıkarmaz mı?

Yukarıdaki sözlerimden sen ne diyorsun ya, zalimi kafiri de sevmemiz mi lazım anlamı çıkabilir. Burada Yunus Emre'nin sözü devreye girip beni ve benim gibileri kurtarır.

"Yaradılanı hoş gör, Yaradan'dan ötürü."

Yani onları da hoş görmemiz affedebilmemiz gerekir. Yani yüreği olan ve insanlara sevgi besleyen herkes öncelikle sevmesi gereken Rabbini unutmamalı, daha sonra sevdiği şeyleri de Yaradan'ı sevdiği için sevmelidir sonucuna varabiliriz. İnsan ancak böyle yaparsa Allah'ın bizi yaratma amacına ulaşabilir, meleklerden üstün bir varlık halini alabilir.

Cumartesi, Şubat 18, 2017

Yağmur Hasreti

Gökyüzünden yağmur damlası gibi düşsen yüreğimdeki ağacın yapraklarına, senin üstünden süzülmeni beklemem alırım içerime. Yaşadığımı hatırlatsan bana şu dünya cehenneminde, güneşimsin der soğururum seni. Güzelliğini itiraf etsem sana, dünya oyunumda başrol teklif etsem, yine de ağlar mısın gözlerime bakıp sevinçten, bilemedim.

Özlemimle yaşar, gün geçtikçe kararırım şu çile mekanında; o sonsuz yaşamı beklerim. Hayatı biraz olsun çile olmaktan çıkaracak o ruhu, o anlayışı büyük bir sabırla bekledim. Ya çilemi arttırdı düşüncelerim, ya da beni benden aldı ruh ikizim olduğunu düşündüklerim. Anlayışlı olduğumu düşündüğümden, başkalarından da anlayış bekledim. Oysa gökyüzünden düşen bir yağmur damlasıydın sadece, ne kadar temizleyici olsan da, benim kalbimdeki karartıyı alıp temizlemeye yetemezdin. Belki de, tek bir yağmur damlası değil, yağmurun ta kendisiydin. Geldin ve bana şu yalancı dünyada yeşillik, canlılık verdin. Beni ben yaptın, benliğimden ettin.