Pazar, Temmuz 24, 2011

Gecelere Haykırıyorum

Ağır bir yalnızlık nöbeti geçirdim bugün yine sessiz ve sedasız. Ağlamaklı oldu gözlerim yine sensiz ve sevdasız. Yazılarıma verdiğim uzun aranın ardından, yeni bir yazıya başlayıp yazının sonunu düşünmenin acemiliğini çekiyorum. Yalnız kalmamın sebebi kimse olmaması değil etrafımda, çok sevdiklerimi kaybetme korkusundan kimseye yakın duramamak benimkisi. Daha önce de dediğim gibi, bir asosyallik arzusu benimkisi.

 Varlığım yetiyor da artıyor sanki bu aleme. Öyle acıtıyor ki sanki içimdeki yalnızlık bayılacak kadar kötü hissettiriyor kendimi. Filmlere boğuluyorum sonra. Filmlerde boğuluyorum. Ne bir ümidim var önümde ne geleceğe uzanan bir yol gözlerimin önünde. Karanlık bir odada sessizce bilmediğim yerlere gidiyorum. Bazen öyle oluyor ki, acınası halime gülüyorum. Neler oluyor diyenlere neler olduğunu anlatamıyorum.

Acımalı mısınız ki siz insanlar bana. Bu asosyalliğe devam mı etmeliyim ben hiç durmadan. Bilemediğim bir geçmişin geleceğine sürüklendiğim zaman. Gözlerimin önünde gördüğüm hayal zımbırtısına inat koşuyorum hiç bilmediğim yerlere. Anlamsız yazılarıma anlam katmaya katan biçareyim ben. Öylesine ağlıyorum yine. Neden diye soranlara sessizlik ile cevap veriyorum. Erkekler ağlamaz diyenlere sövüyorum.

Sonra yine, acınası halime gülüyorum. Gülmek acılarımı hafifletmiyor artık. Bir yaz gecesi sessiz bir günde doğduğumdan herhalde. Çığlığımı artık hastanelere değil, gecelere haykırıyorum içimden.

Hiç yorum yok: