Perşembe, Mayıs 05, 2011

İçimdeki

Ateş.. Bu içimdeki şeyi tek kelime ile anlatmak gerekirse bunun adı “Ateş”. Düştüğü yeri yakıyor çünkü ve öyle bir ateş ki bu, düşeceği yeri çok iyi seçiyor. Şimdi içimde büyük bir yangın var sayesinde. Ta yüreğimin en dibinde..
Yanıyor yüreğim, hem de kurunun yanında yanan yaş misali. Acıyor kalbim, taa derinden. Anlamaya çalışıyorum bu yangının sebebini. Bir yandan da içimdeki itfaiye memuru kontrol altına almaya çalışıyor büyüyen alevleri. Ama olmuyor. Bir türlü bedenimin acısı dinmiyor. Bedeni yakmaktan öte, bu ateş ruhuma işliyor. Ruhtaki ateşi söndürmez öyle su denen şey. O ateşi söndürmek için gereken tek şey, gözden akan yaştır. Çünkü o yaş, sudan öte, kalbine akar. Seni huzura erdirir. Tabi aktı mı gözlerinden yaşlar kalbine düşmeli ya da yanaklarından süzülmeden biri silmeli onları usulca.
İşte bekliyorum seni, gündüzü bekleyen gece misali. Kül olmaktansa o memurun işini yapmasını bekliyor içimdeki yangın. Ve özlüyor seni usulca.. Sadece yanlış mı yaptım ben diyor, bazen çok ileriye gidiyor ‘Ben nerde yanlış yaptım diyor.’ . Hasret kan damarlarımda dolaşan bir his şu andan itibaren ve ateş düşeceği yeri bildiği sürece kontrol altına alınmayı bekleyecek. Bir gün olur da o ateşi kontrol etmeyi başarabilirse bu yürek. O zaman seni bekleyecek, beklemekten öte.. İsteyecek.

Hiç yorum yok: