Çarşamba, Ağustos 24, 2011

Aşık mıyım ben neyim?

Nasıl bir fark bu ki, beni hayatımdan bezdiriyor. Ak ile kara arasındaki fark gibi sanki. Yaşam ile ölüm arasındaki farktan farksız. Bana bir of ile dağları yıktırabilecek sanki. Aşık mı oluyorum ne? Sıkıntıya girmeye başladım.

Bir arkadaşımı hatırladım, daha doğrusu facebook'u aktif olarak kullanmaya başladığımdan beri onunla aynı yönlerimiz olup olmadığını değerlendiriyoruz. Sürekli aynı tür şarkılar, sürekli aynı düşünceler. Sonra sohbetimiz. Garip bir duygu bu ya, hani ufak bir kıpırdanma olur ya içinizde, hani düşünürsünüz ben yakışıklı değilim o kadar be diye.. Öyle bir duygu işte.

Karamsar yazı düzenimi değiştirip yeni bir türe dönüştüm. Milattan önce söylenen sözleri haklı çıkarıyor gibiyim. Değişiyorum. Kim nasıl isterse öyle oluyorum sanki. Her ortama çok çabuk ayak uyduruyorum. Bazen güzel oluyor da, bu işime yarayacak mı ya da bu ben miyim? demekten kendimi alamıyorum.

Neyse, gelelim galiba aşık oluyorum'a. Aşık oluyor olabilirim de olmayabilirim de. Şimdi size içimdeki duyguyu bir tarif edeyim siz karar verin bakalım, aşk mı bu yoksa sadece bir hoşlanma duygusu mu? Şimdi birincisi şu ki, onu her düşündüğümde gözlerim biraz daha mayhoş bakıyor ve sanki aptalmışım gibi hissediyorum kendimi. 2.si sadece onunla uzun bir ömür geçirme düşüncesini aklıma getirdiğimde gerçekten uzuunn bir yaşam istiyorum Allah'tan. 3.sü sanki her söz ona yazılmış gibi hissediyorum yeni bir şeyler okuduğumda sadece onunla benim için mi yazılmış onu sorguluyorum. 4.sü birileri kim olduğunu anlayacak diye ödüm b*kuma karışıyor. 5.si hemcinslerimden herhangi biri onunla sohbet etmeye kalktığında, o kişiyi yavşak olarak görüyor ve bir önyargıya sahip oluyorum. 6.sı şu kalpte oluşan nefesimi kesen ağrı var ya ondan oluyor kalbimde. 7.si kız arkadaş arayışlarına başladım fakat sanki dünyada başka kız yokmuş gibi davranıyorum. 8.si galiba bir yolunu bulup ne olacaksa olsun, hayaller de suya düşmek içindir diye düşünüp ona açılmaz isem sanki 1 saat içinde ölecekmişim gibi bir hisse kapılıyorum. 9.su daha çok var ama susuyorum..

Aşırı şıpsevdi bir çocuk olmaya başladım. Galiba yavaş yavaş kendime gelmeliyim. Bırak artık bu ayakları kerim, kendine gel. Ona aşık mı oldum acaba buna aşık mı oldum acaba.. Acaba bu söylediklerinin altında ne yatıyor. Öküz altında buzağı aranıyorsun.. -Eh be kerim, sus artık. Sen işini yap boşver.. Zaten geldim 21 yaşına hala çocuğum. Belki de yarın öleceğiz boşver hayat böyle güzel..

Kendi kendine konuşmaya başlamak yalnızlıkmış peh.. Ben yalnız olmayı seviyorum o zaman. Çünkü, bir tek kerim'e anlatabiliyorum lafı eveleyip gevelemeden. Bir tek ona sövebiliyorum ne düşüneceği umrumda bile değilken. Ve tam anlamıyla net cümleleri bir tek ona kurabiliyorum. Ona sana olan hasretim yaktı bitirdi beni demek yerine seni özledim diyebiliyorum kısaca. Kafiyeli cümlelere gerek duymuyorum konuşurken ve sadece onun omzunda ağlayabiliyorum. Hep bir beklenti içinde olup, sevgilim olmadan böyle cümleler kurabiliyorum kerim, var artık gerisini sen düşün..

Hiç yorum yok: