Çarşamba, Ocak 04, 2012

Hasret Kararım

Büyük kararlar vermek durumunda kalırsınız bazen, işte o zamanlardan biri  benim için de. Erasmus ile Almanyaya gideceğim açıklandığı gün aşık oldum birine. Bugüne kadar söylemeyi ümit ediyordum içimden. Ama yapamadım bir türlü şansım hiç yaver gitmiyor ki, ya da ben korkuyorum yine kalbim yanacak diye.

Kararımı hasret üzerinden destekleyerek verdim. Yani sonuçta bugün söylesem, bir kaç saat sonra özleyecektim ki ben 6 ay boyunca Almanyada kalacağım. O'nu hiç göremeyeceğim dedim. Hasret denilen şey yeni ilişkiler için değil dedim. Yeni bir ilişkiye hazır değildik, yani ben öyle hissettim. Çok fazla imkanım oldu söylemek için ama bir türlü yapamadım. Çünkü kıyamadım. Yanan ben olabilirdim yine.. Ama o yanmadan her şeyi tadında yaşamalı ve aşk'ı eskitmemeli kalbini acıtmamalıydı. Her şeyin en iyisini hakeden biri O bence. Ve ben uzun süreli platonik bir aşk yaşıyacağım herhalde.

Ne olursa olsun, nasıl olursa olsun. Hakkımda ve hakkımızda hayırlısı. Cesaretli bir aşık sanırdım bundan önceleri kendimi ama ince düşüncelerin esiri oldum yine söylemedim ona aşk beslediğimi. Eğer nasibim ise zaten geldiğimde de bulur beni dedim. Hasretten yanıp kalbini kül eden bir ben olayım dedim. Kararım kesin.

Bir de anlamadığım bir mevzuu var ki o da şu, neden erkekler ilan etmek zorundadır ki aşık olduğunu. Anlaştırsalar onlar da kızlar gibi yetmez mi? Tabi, erkek koruyucu, erkek dediğin aslan misali hep güçlü olmak zorunda. İşte bu yüzden böyle bir karara vardım galiba.. Neyse.. Hayırlısı bakalım.

Bu da bu yazının parçası..

Hiç yorum yok: