Okumanın özgürlük olmadığı bir devirde bir cümle okumakla başladı
hikaye.Tam da çıplak olmayan ayakların üşüdüğü anda. Perdesi olmayan
pencere de yüzsüzlüğün yansıdığı anda. Ellerin olmasına rağmen
tutunamadığın anda.
Yazmanın özgürlük olmadığı bir devirde bir
paragraf yazarak devam eden hikaye, dibi çamur olan ırmaklara,
duymazlıktan gelinen çığlıklara, binlerce insanın olduğu bomboş
sokaklara, bilyeleri olmayan çocuklara, teslim etmişti kendini.
Bilyeleri olmayan çocuk hikayeyi dışarıda kar yağarken devam
ettiriyor, kar taneleri toplayıp kendince duvarlar örüyordu. Onun da
ayakları üşüyor elleri olmasına rağmen karda tutunamıyordu. Bilyeleri
olmayan çocuk bir gün evinde aynalara bakarak susmayı öğrendi.Yazmak ve
okumak için ilk adımı; susmayı öğrendi. Bilyeleri olmadığı için yazmaktan
ve okumaktan bihaber olan çocuk en çok susmayı sevdi.Yani hamuru
ekmek diye alırken balığı pişirmeden yedi...
Yazmak ve okumak özgürlüktür.
Yazan; Ahmet Akif AKYOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder